Sevgimi hiç kimseye laf olsun diye, sebepsiz yere veremem. Şans eseri yanımdan geçen, yanımda duran, yanımda doğup yaşayan kimse onun sahibi olamaz. Ben sevdiğim insanlara sevgimle şeref veririm. Şeref ise kazanılması gereken bir şeydir.
Üzerinde durduğum şu yerin, dünyanın merkezi mi, yoksa ebediyette kaybolmuş bir nokta mı olduğunu bilmiyorum ve bilmek istemiyorum. Çünkü aldırmıyorum.
Alimler Meclisi sadece var olan şeyleri bildiğimizi, onun için, herkes tarafından bilinmeyen şeylerin var olmadıklarını söylerler. Fakat bizce alimler kör. Bu dünyanın sırları herkese açık değil, sadece onları arayanlara ve bulmasını bilenlere açıktır.
Öncelikle kitabın adı onceden Anthem’di. Rand bu kitabi bir düstur olarak tanımlamış , Ego olarak degistirilmesi sanki spoiler gibi olmuş , keşke Anthem olarak kalsaymış
Roman tarzında ve bir distopyayı anlatan Rand , karakterlerine isim vermemis çunku kollektivist yapilarda bireylerin değil yapının onemi vardir bundandir ki bireyler onemsizdir ve isimlerinin olmasina da gerek yoktur
Baya surukleyici ve tek okuyuşta bitirilen bir kitap , Rand’ın edebi yönünü baya begendim
Rand’ın değindiğini konular ise
*Doğal haklar
*Bireycilik ve Kollektivzm
*Özgürlüğün ve hakların kaynagı
Kitap bu üç ana tema üzerinde duruyor ve bunları sistemlestirdigi kendi felsefesi olan “Objektivzm” adı ile yorumluyor
Açıkçası “Objektivzm” ile ilgili temel bilgisi olmayan biri bile çok rahat okuyabilir nitekim Objektivzmin dayandığı temel esaslardan biri de bireyciliktir
Ilk çağlarda insan tanrilara esirmis. Bu esaretin zincirlerini koparmayı zamanla başarmış. Sonra krallarin esiri olmus. Fakat onlarin da zincirlerini koparmis. Bu sefer dogumunun, ecdadinin, irkinin esiri olmus. Ne var ki bu zincirleri de koparmas o kadar uzun sürmemis. Bütün kardeslerine ne tanrıların, ne kralin, ne de diger insanlarin elinden alamayacagi bir hakka sahip oldugunu bildirmis. Karsisindakilerin sayisi ne olursa olsun bu hakki kimsenin ondan alamayacagin söylemis. Çünkü sahip oldugu hürnyetini en tabi hakki olarak kabul ediyor ve bu hakkin üstünde baska bir hak tanimiyormus. Ve insan, iste, asirlardan beri kanı ile sulanan hürriyetin eşiğinde durmuş.
Rand’ın “Doğal Hak” tanımının hicbir kollektivist yapı/unsur ile sınırlandıralamayacagini anlatmaya calistigi bu paragrafta
Doğal haklarımız vardır , bunlar mulkiyet hakkı , ifade özgürlüğü, sözleşme özgürlüğü gibi haklardır ve kral (devlet) , din (dogma) , ırk (milliyet) gibi bireyi degil grubu oncelik halinde görüp bu gurubun onceligine gore sınırlandirmalari veya düzenlemeleri meşru/dogal gören her türlü kollektivist yapıya karşı olduğunu söylemistir